Kitap okuma alışkanlığı kazanmak ister misiniz ?
Bu yazıda benim de kitap okumaya başladığım Kitap okuma alışkanlığı kazanmak için 120 sayfa altı kendimce beğendiğim kitapları paylaşacağım. Ben bu kitaplar Önceden başladığım kitap bitmediği için kitap okuyamıyordum. Çünkü 300 sayfalık bir kitabı 10–15 gün gibi bir sürede okuyabiliyordum. Çünkü önceden kitap okuma alışkanlığım yoktu. Sonra bir arkadaşımdan kısa bir kitap almıştım. Aldığım kitabı bir oturuşta bitirdim ve dedim ben okuyacağım kitapların nasıl olacağını buldum. Anlattığım olaydan günümüze kadar geçen sürede 120 den fazla kitap okudum. Başlarda kısa kitaplar okusam da sonralarda 300–400–500 sayfa kitapları da okuduğum oldu. Hadi beni hangi kitapların kitap okuma alışkanlığı kazandırdığına bakalım. Aşağıdaki kitap listesi en az sayfasından artacak şekilde listelenmiştir.
Listeye başlamadan önce okuyunuz ;
- Sıralama sayfa sayısına göre yapılmıştır.
- Kitaplar hakkındaki bilgiler tanıtım bülteninden alınmıştır.
- Bazı kitaplar için kendi düşüncelerimi ekleyeceğim.(her kitabın altından görebilirsiniz.)
- Yazıda yer alan kitap kapakları farklı kitap satıcılarından alınmıştır.(hepsinin altına kaynak olarak link ekledim.)
- Bazı kitapları ararken birden fazla yayın evi tarafından basıldığını görebilirsiniz. Bunlar telif düşmesiyle alakalıdır. Aşağıdaki yazıdan telif düşmesinin ne olduğunu detaylı şekilde okuyabilirsiniz.
Kitap okuma alışkanlığı kazanmak için okuduğum kitaplar aşağıdadır.
Mutlu Prens / Oscar Wilde (56 sayfa)
Oscar Wilde’ın 1888’de yayımlanan Mutlu Prens’teki masalları oğulları için yazdığı düşünülse de, yazar hedef kitlesini “yediden yetmişe çocuk ruhlu insanlar, şaşırma ve sevinme gibi çocuksu yetilerini koruyanlar” olarak açıklamıştır.
Sosyal mesajı olan ve okurken sizi çocukluğunuza götüren güzel bir mükemmel bir kitap. Bir oturuşta bitireceğinizi düşünüyorum.
Bir Kuzey Macerası / Jack London (56 sayfa)
Jack London’ın 1900 yılında yayımladığı Kurdun Oğlu adlı derlemesinin içinde yer alan Bir Kuzey Macerası, Homeros’un Odysseia destanını andıran, zorlu engellerle dolu, çetin ve “dönüştürücü” bir yolculuğun hikâyesidir.
Bir yolculuğa hazır olun.
Küçük Kara Balık / Samed Behrengi (56 sayfa)
Samed Behrengi’nin çocuklardan çok yetişkinlere armağanı olan Küçük Kara Balık, özgür olmak isteyen herkesin bazı bedeller ödemek zorunda olduğu kadar, kararlı olması gerektiğini de hatırlatmaya devam ediyor:
“Bu derenin döküldüğü yeri, asıl kaynağını bulmak istiyorum. O yöne yüzeceğim. Uzun zamandır sadece bunu düşünüyorum. Bundan dolayı gece boyunca gözümü bile kırpmadım. Kararımı verdim, buradan başka yerlerde neler olduğunu, hayatın nasıl olduğunu bilmek istiyorum.”
Fakat müzeyyen bu derin bir tutku / İlhami Algör (59 sayfa)
Hikâyeye göre adam, kadını çok seviyor, sevdikçe ruhu büyüyor, eve sığmıyor… Bülbülün çilesi, yazarın zulası… inceden sarma bir sigara, inceden bir bardak… Jak Danyel isimli bir şişe, Hicran isimli bir yara, tuhaf isimli bir roman. Kafamız iyi, açmayın kapağı, biz böyle iyiyiz.
Bilinmeyen Adanın Öyküsü / Jose Saramano (59 sayfa)
“Bir adam kralın kapısını çalmış ve ona demiş ki, Bana bir tekne ver.” Bilinmeyen adaların kalmadığına inanılan bir dönemde bilinmeyen ada arama cesaretine sahip bir adamla böyle bir cesareti görüp hayatını değiştirebileceğine inanan bir kadının büyük usta Saramago’nun eşsiz anlatısında edebiyat tarihine geçen yolculukları böyle başlar.
Jose Saramago okumaya başlamak için iyi bir tercih.
Amok koşucusu / Stefan Zweig (64 sayfa)
Amok Koşucusu doktor olarak yardıma ihtiyaç duyan bir insana el uzatmanın vicdani yükümlülüğüyle kendi karmaşık duyguları arasında sıkışıp kalan bir adamın hikâyesidir.
Gezgin / Halil Cibran (72 sayfa)
Cibran ölümünden sonra yayımlanan Gezgin’de insana özgü duyguları, yanılgıları ve duraksamaları çözümlerken, tıpkı bir yol kavşağındaki tesadüfi karşılaşmalar gibi, her gün yaşadığımız sıradan olaylardan yola çıkar.
İçinde bir çok hikaye var . Kitaba adını veren Gezgin ilk hikayedir. Başlar başlamaz bitecek bir kitap.
Dönüşüm / Franz Kafka (74 sayfa)
Kumaş pazarlamacısı olan Gregor Samsa’nın uykusundan kocaman bir böceğe dönüşerek uyanmasıyla başlayan Dönüşüm, giderek gerçeklikle kurmacanın sınırlarını zorlayan müthiş bir anlatıma dönüşür.
Toplumdan ve aile bireylerinden dışlanması bir odaya hapsedilmesini konu alıyor.
Satranç / Stefan Zweig (77 sayfa)
Satranç’ta da, olay yeri olarak New York’dan Buenos Aires’e gitmekte olan bir yolcu gemisini seçmiştir. Bu gemide tamamen rastlantı sonucu karşılaşan üç kişi: yeni dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic, sıradan bir satranç oyuncusu olan anlatıcı ve bir zamanlar çok usta bir satranç oyuncusu olan, ama hayli zamandır satrançtan uzak kalmış bulunan Dr. B., öykünün aktörleridir.
Benim en sevdiğim kitaplardan birisi. Bu kitaptan sonra çoğu Stefan Zweig kitabı okudum. Zweig’ın kitapları genellikle çok sayfalı olmuyor , diğer kitaplarına da göz atabilirsiniz. Hatta bazı 70–80 sayfalık kitaplarınında ise 2–3 hikaye olduğu oluyor. Satranç tek hikayeli kitaplardan.
Kominist parti manifestosu / Karl Marx ,Friedrich Engels(80 sayfa)
Komünistler, görüş ve niyetlerini gizlemeyi reddederler. Amaçlarına ancak bugüne kadarki tüm toplumsal düzenin zorla yıkılmasıyla ulaşabileceklerini açıkça bildirirler. Varsın egemen sınıflar bir komünist devrim ürküntüsüyle tir tir titresinler. Proleterlerin, zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yok. Bir dünya var kazanacakları. Bütün ülkelerin proleterleri, birleşin!
Dünyanın en çok okuna kitaplarından biri
Rahel tanrıyla hesaplaşıyor / Stefan Zweig (80 sayfa)
Zweig’ın menkıbelerinde hikâye edilen kişiler Tanrı’yı ve kendilerini ararken hayatlarının anlamını bulacaklarına dair uZweig’ın menkıbelerinde hikâye edilen kişiler Tanrı’yı ve kendilerini ararken hayatlarının anlamını bulacaklarına dair umutlarını her daim korurlar.
- Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor’da Rahel ile Yakup’un Eski Ahit ’teki hikâyelerini Kutsal Kitap’taki anlatım biçimini anıştıran bir üslupla ve elbette kendi yorumunu katarak aktarır.
- Üçüncü Güvercinin Hikâyesi’ni de Nuh Tufanı’ndan esinlenerek kaleme almıştır. Nuh’un tufandan sonra suların çekilip çekilmediğini anlamak için gönderdiği üçüncü güvercin geri dönmez. Ancak Zweig’ın öyküsünde güvercinin dönmeyişinin nedeni Eski Ahit ’teki gibi toprağın kuruması değil, her yerde ölüm ve felaket görmesidir.
- Esin kaynağı Bhagavad Gita olan Ölümsüz Kardeşin Gözleri ise Virata adlı bir savaşçıyla ilgilidir. Bir savaşta bilmeden öldürdüğü ağabeyinin gözleri Virata’yı her yerde izler. İnsanlardan uzakta, günahtan arınmış olarak yaşamını sürdürmeye çalışsa da, eylemlerinin başka insanların yaşamlarını etkilemesine engel olmayacaktır.
Kitapta toplam 3 menkıbe vardır. Menkıbe de ne ola ki der gibisiniz ?
Menkıbe : din büyüklerinin veya tarihe geçmiş ünlü kimselerin yaşamları ve olağanüstü davranışlarıyla ilgili hikâye.
Bu kitaptaki 3. öyküyü dikkalice okumanızı tavsiye ederim.
Albaya mektup yok / Gabrial Garcia Marquez (80 sayfa)
Albaya Mektup Yazan Kimse Yok adlı bu uzun öyküdeki emekli albay, bir türlü gelmeyen emekli aylığını her cuma günü karısı ve horozuyla birlikte bekler. Bu öykünün de ana teması, her zaman olduğu gibi, yalnızlık’tır.
Gabrial Garcia Marquez çok büyük bir yazar. Ben ilk olarak Yüzyıllık yalnızlık romanını okudum. Muazzam bir eserdi. Sonra yazarın diğer kitaplarını okumaya başladım. En çok beğendiklerimin arasında. Gabrial Garcia Marquez okumaya bu kitaptan başlayabilirsiniz. Ya da Kırmızı Pazartesi ve Benim Hüzünlü Orospularım da tercih edilebilir.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü / Victor hugo (85 sayfa)
Modern edebiyatın ilk monoloğu sayılan romanda Hugo, idam cezasının trajikomik yanını da gözler önüne seriyor. İdama mahkûm bir adamın altı haftaya yayılan güncesini okurken asıl suçlunun kim olduğuna karar veremeyeceksiniz.
Cinayeti işleyen katil mi, idamı bir şölen gibi izlemek için can atan toplum mu?
İtiraflarım / Lev N. Tolstoy (93 sayfa)
Aşağıya bakmak korkutucu.Eğer aşağıya bakarsam tutunduğum son şerit de elimden kaçacak ve yok olacakmışım gibi hissediyorum. Bakmıyorum, fakat bakmamak daha da kötü çünkü şimdi de son şerit koptuğunda başıma gelecek olanları düşünüyorum. Müthiş bir dehşetle gücümün son damlasını da tükettiğimi hissediyorum, sırtım boşluğa gittikçe daha da çöküyor. Bir saniye sonra düşeceğim. Aniden aklıma bir fikir geliyor: Bu gerçek olamaz. Bu yalnızca bir rüya.
Ölümsüz Aile / Natalie Babbitt (108 sayfa)
Issız bir ormanın ortasında, suyundan içene ölümsüzlük vaat eden bir pınar… Bu pınarın suyundan içerek ölümsüzlüğe kavuşan, ama nedense ölümsüz olmaktan pek hoşnut olmayan bir aile…
108 sayfa olması hemen bitmeceği anlamına gelmiyor. Bir oturuşta bitireceğiniz kitaplardan birisi daha.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde / Grigory Petrov (100 sayfa)
Meşhur bir atasözü der ki: “Yeni toplumlar, kendileriyle birlikte yeni şarkılar üretirler.”
Zaman geçip gittikçe nesiller değişiyor ve yenileniyor. Her nesil gelişirken kendisiyle birlikte yeni kavramlar, yeni söylemler, yeni ihtiyaçlar ve talepler de getiriyor. Artık yeni nesillere eskimiş ve zaman aşımına uğramış yönetim biçimleri ve yasalar zorla uygulanamaz.
Atatürk’ün önerdiği kitaplardan birisidir. Finlandiya’nın nasıl sıfırdan büyük kendine yeter bir ülke olduğunu anlatıyor.
Yabancı / Albert Camus (111 sayfa)
Yabancı, büyüleyici gücünü, içinde barındırdığı trajedi duygusuna borçlu: Bir türlü ele geçirilemeyen anlamın sürekli aranması, bilinç ile toplumsal dünya arasındaki çatışma…
Küçük Prens / Antoine De Exuperty (112 sayfa)
“Hoşça git,” dedi tilki. “Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.” Küçük Prens unutmamak için tekrarladı: “Gerçeğin mayası gözle görülmez.”
İnsan Neyle Yaşar / Lev N. Tolstoy (112 sayfa)
Tolstoy, insan sevgisi ve inanç konularını ustalığının bütün inceliğiyle işlerken, İnsan Neyle Yaşar? ile gerçek hayatı yansıtan tabloların içinde yeni bir ahlak anlayışını ortaya koydu.
Kitap okuma alışkanlığı kazanmak ister misiniz diye başladığım yazıyı burada bitiriyorum.
Çok severek okuduğum bir kitap hakkında yazmıştım göz atabilirsiniz.